7 Temmuz 2013

Ben Şimdi Bu Yazıyı Niye Yazdım? Neden Yazdım?



Her şeyi yanlış yaşıyorsunuz lan. İnanın ki.
Farkında da değilsiniz, sizi de haklı görüyorum, ama bir yerlerden değişime başlamalısınız. Gereksiz huylarınız falan var. Birbirinizi sahipleniyorsunuz, ama bencilliğinizden dolayı. Ben sahipleneyim ki o da beni sahiplensin mantığı var tamamiyle. İçinizden gelerek yapmıyorsunuz yaptığınız şeyleri. Hep bir beklenti, yaptığının karşılığını bulma isteği falan.

En basitinden, seviyorsam sevecek mantığı var. Sevilmeyince bir konuşmalar, bir tavırlar. Sonra dem vurulur niye kimse beni sevmiyor, niye hayatımda kimse yok diye .. Ya da birlikte olunan insanla her şeyin çok çabuk bitmesinden yakınılır. E tabi biter amk salağı, sevgiyi bitiriyorsun çünkü. Sevgiyi öyle bi boyuta getirdiniz ki, yeni aldığınız çanta muamelesi yapıyorsunuz.
Sevgili buluyorsunuz 247157 tane fotoğraf, tüm tanıdıklara haber verme. Sanki bi bok yaptın amk.

Sahiplenme ve bencilliğe geri döneceğim, onu açıklamam gerek gibi geldi.
Belki bir çok inkarda bulunacaksınız ama açık açık belli ki çoğunuz bencilsiniz. Farkında değilsiniz. Belki benim de bencil yönlerim var farkında olamadığım ama sevgi, ilişki konusunda yok. Çünkü duyumsadığım sevginin karşılığını sevgi olarak almazsam o insandan diğer gün nefret etmiyorum. Sizin yüzünüzden de çevreme vazgeçmiş gibi gösteriyorum ama içimde öyle olmamış oluyor. Çünkü onu seviyorum diye onun beni sevmesini beklemem çok bencilce bir şey.

'Sana sevgi, şevkat, ilgi gösteririm ama sen de bana göstereceksen eğer.' Tüm ilişkilerin mantığı bu bana göre. Hiçbir çaba istemiyorsunuz. Annelerimizin lafı 'armut piş ağzıma düş'. Oldu.

Sevdiğin insanı sahiplenmezsen nasıl sevmiş olursun diyecek olanlar vardır. Evet, doğru belki bi bakıma ama onu sahiplenmekten kastım zor bi durumda onu savunmak değil. Çoğunuz ilişkileri 'mal' gibi kullanıyor. Hayatına giren insan senin bi malın sanki. O bir koli ve sen istediğini yapabilirsin mantığı var hep. Birbirine yön göstermek ile birbirine emir vermek iki ayrı şey ve sizler farkına varamıyorsunuz bunun.

Şimdi bunu nasıl açıklayacağım bilemiyorum ama deneyeyim. İnsanız neticede, duygularımız var. Belki bazı doğa olaylarını kabul etsek (evrim gibi) daha iyi şeyler de yapabiliriz gibi ama olamıyor. Sahiplenmeyi öyle abarttık ki iş artık 'seninle seviştiğim için benden başkasıyla sevişemezsin' e gelmeye başladı. Bi kere bunu engelleyemezsiniz ki. Bi insanı ne kadar gözetiminiz altında tutabilirsiniz? Zaten öyle bi şey yapmaya çalışmak sevdiğiniz insanı kafese koymaktır. Böyle saçma sapan gereksiz güvensizliklere giriyorsunuz. Hani bunu yapsanız da yapmasanız da karşınızdaki insan kendi isterse gider birisiyle olur. Başkasıyla olmasını sorun etmeyin demiyorum, hobi olarak yine edin. Demek istediğim, sırf bu korkunuzdan dolayı bi insanın özgürlüğünü kısıtlama hakkına sahip değilsiniz ve değiliz.

Ancak herkes bunları aşarsa daha verimli, daha mutlu ilişkiler olur. Devlet gibisiniz amk, farkına varamıyorsunuz kısıtlandırıldığınız / kısıtladığınızı. Çok garip.

Belki de yalnızlık başıma vurdu. Düşüncelerim bana kalsın işime yarar diyemedim yine de.
Byeee.

-evet hala yalnızım :(