12 Kasım 2010

Kinyas'ına aşık olduğum Kayra'm




Kitaplara tapan insanları sevmemişimdir. Toplumları, örgütleri, oluşumları ... Hepsi bana tiksinç gelir.
Kitap okurum okumasına. Hem de bu sıralar bunu abarttığımı düşünüyorum. Bir listem var, kitap listesi. Sırasına göre okuyorum. Fakat yine de bir kitapla hayatını değiştiren kişileri sevmem. Kitap övülebilecek bir şey olabilir. İyi bir konusu olabilir. Karakterler çok ilgi çekici olabilir. Ve elbette hepimiz bir kitabı okuduktan sonra, bir kaç saat ya da dakika kitaptaki karakter gibi hissedebiliriz kendimizi. Fakat bir kitap sayesinde hayatımıza yön vermek bana saçma geliyor.
Kendi hayatımızı kendi düşüncelerimizle şekillendirmek yerine, başka bir yerde yazan düşünceleri hayatımıza sokma çabası bana hep saçma geldi ve hep saçma da gelecek arkadaşlar.

Kitap okumayı çok severim, evet hem de çok.
Benim de arkadaşlarıma önerebileceğim hatta ' oku ulan ! ' diye başının etini yememe vesile olan çokca kitaplar var. Ama onların şuanda okuduğum zamankinden daha az hayatıma etkileri var ya da artık hiç yoklar.
Düşündüğüm, savunduğum görüşün kitabını okumak ayrı bir şeydir. Zaten bu zamana kadar savunduğum hiçbir görüşün kitabını okumadım. İnternetten okuyabileceğim ve bana şimdilik yeterli olabilecek kadar araştırmalar yaptım.
Onların kitaplarını okuyup anlamama daha yıllar var. Yoksa ben de aşırı sabırsızım bir Jean-Paul Sartre'ın Varlık ve Hiçlik adlı kitabını okumaya. Ya da anarşizmle ilgili kitapları okumaya, felfeseyle ilgili kitapları okumaya.
Şuan da anlama kapatisemin oradaki cümleleri kaldırabileceğini zannetmiyorum. Evet diğer mal yaşıtlarım gibi kasmıyorum kendimi, kabulleniyorum ve öyle olması gerektiğini düşünüyorum. Felsefenin kolay bölümünü anladım yaladım yuttum! Gerisini anlamam için önce basit ve güzel ve akıcı romanları bitirmem lazım. Bestseller, dünya edebiyatı, türk edebiyatı! Bunları önce bi kavramam lazım, çözmem lazım cümleler. Nasıl yazıldıklarını, ne anlatmak istediklerini!
Basit bir aşk cümlesinde bile bir felsefe aramalıyım ki , ileride okuyacağım o ağır kitapları kavrayabileyim.
Ya da daha kısa bir zamanda hemen gelsin o kitapları okuma zamanım diye!


Şu sıralar Hakan Günday'ın Kinyas ve Kayra adlı romanını okuyorum ve beni benden aldı! Bu belki sizlere ergen övmesi gelebilir fakat daha iyi cümle bulursanız söyleyiniz.
Durağa iniyorum kitabı hemen çıkarıyorum. Otobüste genelde oturursam kitabı okumaya başlardım. Fakat ayakta olarak iyi bir yer bulunca okumaya devam ediyorum.
Kitaplada inebiliyorum bazen.

Bu 'aha çok süpermiş' diyin diye değil. Kitap akıcı ve hatırladığım kadarıyla böyle karakterlerin olduğu bir kitabı ilk defa okuyorum.
Hakan Günday'ın ilk Zargana adlı romanını okumuş ve tapmıştım. Bence Kinyas ve Kayra'dan daha güzel o roman. Karakterler daha bi karanlıklar, daha bi koyular hayata karşı!
Bu romanda yer yer sıkıldım, sıkılıyorumda - hala okumaktayım -
Bazı yerlerinde çok abartmış karakterlerin, hayat görüşlerini ve bazı yerlerde ergen olmuş karakterler. Düşüncelerinin çoğunluğu ergenlikten ibaret ya da Hakan Günday, onların ne kadar dengesiz olduğunu vurgulamak için öyle cümleler kurdurtmuştur.
Bilemeyiz tabi sonuca bakıyorum her müşteri gibi de şikayetçiyim ' bazı yerleri sıkıcı' dan başka bir cümle diyemiyorum.

Fakat güzel karakterler, güzel atmosfer, güzel bir konu.

Başlıktan sakın okumayanlar, okumak isteyenler, Kinyas ve Kayra'nın tek kişi olduğunu sanıp bana sövmesin ' lan ne spoiler veriyosun ibne ' diye. İkisi de ayrı iki insan, ikisi de qanqa ccc.
Fakat Kinyas'ı daha seviyorum Kayra'dan. Kinyas daha naif ondan daha bi seksi geliyor gözüme cümleleri.
Öyle birisi çıksa karşıma, hiç düşünmem beraber kaçarım uzaklara.
Evlenirim diyemem, çünkü Kinyas'la evlenemezsin.

Hürrem öper saygılarla..

1 yorum: